Yöntemler: Bu çalışmaya 36 hasta alındı. Hastalar dört gruba ayrıldı: Grup 1' e germe egzersizi (GE), grup 2' ye GE ve whirlpool (WP), grup 3' e GE ve ultrason (US), grup 4' e GE, WP ve US tedavisi uygulandı. Hastaların diz EHA gonyometre ile değerlendirildi. Ağrı derecesi visual analog skala (VAS) ile, depresyon düzeyi Beck depresyon skalası (BDS) ile ve sağlık durumu Short-Form-36 (SF-36) ile tedavi öncesinde, tedavi sonrasında, tedaviden sonra 1. ay ve 3. ayda değerlendirildi.
Bulgular: Tedavi gruplarının hepsinde tedavi öncesine göre tüm kontrol dönemlerinde diz fleksiyon hareketinde anlamlı artış saptandı, ancak gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir üstünlük tespit edilmedi. VAS sonuçları değerlendirildiğinde grup 4 hariç diğer tedavi gruplarında tedavi öncesine göre uzun süreli takiplerde ağrı şiddetinde anlamlı düzelme olduğu saptandı, gruplar arasında anlamlı fark tespit edilmedi. Tedavi gruplarında SF-36 sonuçları değerlendirildiğinde, tedavi öncesine göre kontrol dönemlerinde SF-36' nın alt gruplarından fiziksel fonksiyon ve ağrı yönünden anlamlı düzelme tespit edildi. Benzer şekilde BDS sonuçları değerlendirildiğinde, tedavi öncesine göre kontrol dönemlerinde depresyon düzeyinde azalma saptandı.
Sonuçlar: Çalışmamızda GE tedavisinin fleksiyon hareket açıklığını artırdığı, buna bağlı olarak depresyon düzeyi ve sağlık durumunda iyileşme sağladığı sonucuna varılmıştır.
Methods: Thirty-six patients were included. The patients were divided into four groups: Group 1, stretching exercises (SE); group 2, SE and whirlpool (WP); group 3, SE and ultrasound (US); group 4, SE, WP and US. Each patient's knee ROM was assessed by using goniometry. Pain was assessed by using the visual analog scale (VAS), depression was assessed by using the Beck Depression Scale (BDS), health status was determined using Short Form-36 (SF-36) before and after the treatment, at the first and at the third months of the treatment.
Results: In all of the treatment groups, a significant increase in knee flexion was observed in the study periods compared to the pretreatment period; no statistically significant difference was detected between the groups. Assessing the VAS results, all the treatment groups except group 4 experienced a significant improvement in pain severity in the longterm compared to pretreatment; no significant difference between groups was detected. Significant improvement in health status, measured using SF-36 subgroup scores for physical function, pain, was observed within all treatment groups in the longterm compared to pretreatment. All of the treatment groups showed significant improvement in their BDS scores in the long-term compared to pretreatment.
Conclusion: SE application increased flexion mobility and as a result, both depression level and health status improved.