BEL AÄžRISI
BASI YARALARI
PRESSURE SORES
Ahmet TERZİOĞLU, Levent ATEŞ, Doğan TUNCALI, Gürcan ASLAN
S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, II. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği, Ankara
Makale Dili: TR - Medline No: 32730
ÖZET
Bası yarası, yatak yarası ve dekübit ülseri deyimleri daha çok hareketsiz ve düşkün hastalarda görülen doku ülserasyonu için kullanılan eÅŸanlamlı terimlerdir. En önemli fizyolojik etkenin basınç olduÄŸundan “bası yarası” en iyi tanımlayıcı terimdir. Paraplejik ve tetraplejik hastalarda insidans normal popülasyona göre 10 kat daha fazladır. Hospitalize hastaların ise yaklaşık % 3-4'ünde bası yarası geliÅŸebilmektedir. Paraplejik hastalarda en çok iskial, trokanterik ve sakral bölgelerde bası yarası görülmektedir. En önemli etiolojik faktör uzun süreli aşırı basınçtır. Basıncın derecesi ile bası yarası oluÅŸumu için gerekli zaman arasında ters orantı vardır. Bu hastaların bakımları multi-disipliner bir yaklaşımı gerektirir. Medikal tedavisi, basının engellenmesi, enfeksiyonun kontrolü, inkontinansın önlenmesi, beslenmenin düzeltilmesini içerir. Bası yaralarının cerrahi tedavisi ise ülserin debridmanı, parsiyel veya total ostektomi ve yaranın saÄŸlıklı, iyi kanlanan bir doku ile kapatılmasından oluÅŸur. Nutrisyonel, medikal, psikolojik ve rehabilitasyon desteÄŸi postopereratif dönemde de devam etmelidir. Bası yaralarının en baÅŸarılı tedavisi oluÅŸumunu önlemektir.
Anahtar Kelimeler: Bası yarası, cerrahi, rehabilitasyon
ABSTRACT
The term pressure sore, decubitus ulcer and bedsore have been used synonymously to refer to the tissue ulceration commonly seen in debilitated patients. Since the common physiologic process is pressure, pressure sore is the best descriptive term. In paraplegic and quadriplegic patients the incidence is 10 times greater than the normal population. Approximately 3-4 % of all hospitalized patients develope pressure sores. In paraplegic patients the ischial, trochanteric and sacral regions are the most common sites for pressure sores. Prolonged, unrelieved pressure is the most important etiologic factor. There is an inverse relationship between the amount of pressure and the length of time required to cause ulceration. The management of these patients requires a multi-disciplinary team approach. Nonsurgical treatment includes; avoidance of unrelieved pressure, control of infection, control of incontinence and improved nutrition. The surgical treatment for pressure sores includes; debridement of the ulcer, partial or complete ostectomy and closure of the wound with a well-vascularized and healthy tissue. Nutritional, medical, psychological and rehabilitative care should be continued in the postoperative period. The most successful treatment of pressure sores is prevention.
Keywords: Pressure sores, surgery, rehabilitation